Miras Bırakanın Tüm Malvarlığı Nasıl Tespit Edilir?

  • Ana Sayfa
  • Blog
  • Miras Bırakanın Tüm Malvarlığı Nasıl Tespit Edilir?
Miras Bırakanın Tüm Malvarlığı Nasıl Tespit Edilir?

Miras Bırakanın Tüm Malvarlığı Nasıl Tespit Edilir?

Miras bırakanın vefatından sonra geride kalan malvarlığının belirlenmesi, yalnızca teknik bir süreç değil, miras hukukunun temel taşlarından biridir. Çünkü mirasın paylaşımı, saklı payların korunması, denkleştirme ve tenkis davalarının sağlıklı yürütülmesi, ancak terekenin doğru ve güvenilir şekilde tespit edilmesiyle mümkün olur. Bu nedenle terekenin tespiti, tarafların mülkiyet ihtilaflarını çözmek veya paylaşım yapmak için değil, mirasın bütünlüğünü korumak ve hak sahiplerinin menfaatlerini güvence altına almak amacıyla öngörülmüş bir koruyucu önlemdir.

Tereke, murisin ölüm anında mevcut olan ve mirasçılara geçişi mümkün tüm mal, hak, alacak ve borçların bütünüdür. TMK 599 uyarınca külli intikal esastır: Kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla murisin aynî hakları, alacakları ve zilyetlikleri, herhangi bir işleme gerek olmaksızın ölümle birlikte mirasçılara geçer. Atanmış mirasçılar da aynı esasa tabidir. Bu sebeple terekenin doğru tespiti, ileride yapılacak paylaştırma, denkleştirme ve tenkis işlemlerinin temelini oluşturur.

Mahkeme, terekeye ilişkin çeşitli araştırmalar yapar:

- Taşınmaz Mallar (Tapu Araştırması): Sulh hâkimi, terekeye dâhil taşınmazların belirlenmesi için Tapu ve Kadastro Müdürlüklerine yazı yazar. Miras bırakanın T.C. kimlik numarası üzerinden Türkiye genelindeki tüm tapu kayıtları incelenir.

- Banka Hesapları ve Mevduatlar: Bankalar Birliği Risk Merkezi ve ilgili banka şubelerine yazı yazılarak, miras bırakan adına açılmış hesaplar, mevduatlar, vadeli-vadesiz hesaplar ve kiralık kasa bilgileri talep edilir.

- Borsa ve Menkul Değerler: Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) ve Borsa İstanbul (BİST) üzerinden, miras bırakanın adına kayıtlı hisse senetleri, tahviller ve diğer sermaye piyasası araçları sorgulanır.

- Sigorta Poliçeleri ve BES Hesapları: Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM)’ne yazı yazılarak, bireysel emeklilik hesapları ve sigorta poliçeleri araştırılır.

- Araç Kayıtları: Emniyet Genel Müdürlüğü / Trafik Tescil birimlerinden, miras bırakan adına kayıtlı araçların listesi istenir.

- Vergi ve Mali Kayıtlar: Vergi Daireleri ve Gelir İdaresi Başkanlığı üzerinden mükellefiyet, vergi borcu, ticari faaliyet ve varsa şirket ortaklık payları incelenir.

- Şirket Ortaklıkları: Ticaret Sicil Müdürlükleri / MERSİS kayıtlarından, miras bırakanın ortak veya yönetici olduğu şirketler sorgulanır.

- Sosyal Güvenlik Hakları: SGK üzerinden emeklilik, ölüm aylığına esas prim günleri, iş kazası tazminatı gibi haklar araştırılır.

- Taşınır Mallar ve Kıymetli Eşyalar: Ev eşyaları, ziynet eşyaları ve üçüncü kişilerde bulunduğu bildirilen mallar için keşif yapılabilir; gerektiğinde yediemine teslim edilir.

- Kripto Varlıklar: Halihazırda doğrudan resmi bir merkezi kayıt sistemi bulunmamaktadır. Ancak mahkeme, mirasçıların bildirdiği borsa hesapları için ilgili kripto platformlarına yazı yazılmasını isteyebilir. Ayrıca MASAK kayıtları üzerinden hareket edilmesi de mümkündür.

- Diğer Araştırmalar: PTT’den posta çeki hesapları veya kıymetli evraklar için; kooperatifler ve derneklerden ortaklık payları veya alacaklar için; tapu dışı taşınmaz hakları (örneğin üst hakkı, intifa hakkı) için ilgili özel kurum veya idarelerden bilgi talep edilir.

Aktif, murisin ölüm anındaki malvarlığı değerlerini ve iadeye/tenkise tabi kazandırmaları; pasif ise TMK 507/2 kapsamında murisin borçlarını, cenaze ve yazım/mühürleme giderlerini ve bakım/nafaka niteliğindeki zorunlu kalemleri içerir. Net tereke, aktiften pasifin çıkarılmasıyla bulunur; bu net değer, saklı paya tecavüz ve tasarruf edilebilir kısmın hesabında referans alınır. Yargıtay HGK’nın bir kararında, net terekenin hesaplanmasında mirasın açıldığı tarihteki rayiç değerlerin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar (örneğin intifa, sükna, şahsa bağlı talep hakları), aile hukukundan doğan devam eden statü hakları, destekten yoksun kalma tazminatı, dul–yetim aylığı, emeklilik ikramiyesi, işçinin ölümü halinde TBK 440 tazminatı gibi kanunen doğrudan hak sahiplerine ödenen menfaatler terekeye dahil edilmez. Buna karşılık, murisin muvazaa nedeniyle iptali istenen temlikleri, gizli bağış niteliğindeki ödemeler ve iadeye/tenkise tabi kazandırmalar, şartlarıyla ekleme hesabına konu edilir.

Tereke tespiti davaları, delil tespiti niteliğindedir. Bu davaların amacı, miras bırakanın ölüm anındaki malvarlığını kayda geçirmektir; mülkiyetin kime ait olduğunu belirlemek veya taraflar arasındaki hak iddialarını çözmek değildir. Yargıtay kararlarında, terekenin tespiti isteminin yalnızca koruma ve tedbir niteliğinde olduğu; işlemler tamamlandıktan sonra mahkemenin terekeden el çekmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, terekenin tespiti davasının mirasın paylaşımını sağlamadığı; tasfiye veya paylaştırma sonucu doğuracak şekilde hüküm kurulamayacağı belirtilmiştir.

Terekenin tespiti istemi, her bir mirasçı tarafından tek başına yapılabileceği gibi, mirasçıların birlikte başvurusu ile de gündeme gelebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 589. maddesi ve ilgili tüzük hükümleri bu konuda dayanak teşkil etmekte; uygulamada tek mirasçının başvurusu yeterli kabul edilmektedir. Vesayet altındaki mirasçılar yönünden ise başvuru, kanuni temsilcileri tarafından yapılır.

Miras davalarında yetkili mahkeme, ölenin Türkiye’deki son yerleşim yeri mahkemesidir; son yerleşim yerinin Türkiye’de olmaması halinde terekeye dâhil malların bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Terekenin tespiti, koruma önlemi niteliğinde olduğundan herhangi bir süreye bağlı değildir. Yargıtay kararlarında da bu husus açıkça vurgulanmıştır. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp, bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir.

Sulh hâkimi, terekenin korunması için gerekli önlemleri yalnızca istem üzerine değil, kendiliğinden (re’sen) de alabilir. Miras bırakanın başka bir yerde vefat etmesi halinde, o yer sulh hâkimi durumu derhal yerleşim yeri sulh hâkimine bildirmeli ve ölüm yerindeki malların korunması için gerekli tedbirleri almalıdır. Bu tedbirler; terekeye ait malların yazımı, mühürlenmesi, resmî yönetimi ve vasiyetnamenin açılması gibi işlemleri kapsar.

Çekişmesiz yargı çerçevesinde mahkeme, mirasçı beyanlarını ve kurum cevaplarını topladıktan sonra genellikle bilirkişi görevlendirir. Rapor, aktif–pasif, ekleme kalemleri ve ölüm anı rayiçleri üzerinden net terekeyi ortaya koyar.

Terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesine ilişkin sulh hâkimi kararları nihai hüküm niteliğinde değildir. Bu kararlar, yalnızca terekenin muhafazası ve hak sahiplerine intikalini sağlamak üzere alınan geçici nitelikteki koruma önlemleridir. Bu sebeple, bu tür kararlara karşı temyiz yoluna gidilemez. Ancak istinaf yolu açıktır. Sulh hâkimi kararları temyize kapalı, istinafa açık kararlardır. Böylece kararların üst dereceli bir mahkeme tarafından denetlenmesi mümkün olmakta, ancak Yargıtay aşamasına taşınmaları engellenerek yargılamanın hızlı ve işlevsel kalması sağlanmaktadır.

Resmî defter, terekenin korunmasına yönelik olağanüstü bir önlemdir ve her somut durumda kendiliğinden uygulanmaz. Resmî defterin tutulmasına ancak belirli şartlar altında karar verilir:

- Mirasçılar arasında vesayet altına alınmış veya alınması gereken bir kimse varsa,

- Mirasçılardan biri uzun süredir ortada yoksa ve onun adına hareket edecek bir temsilci de bulunmuyorsa,

- Bu koşullar altında, mirasçılardan ya da diğer ilgililerden biri, ölüm tarihinden itibaren bir ay içinde sulh hâkimine başvurduğu takdirde, hâkim terekenin resmî defterinin tutulmasına karar verir.

Resmî defter tutulması belirli bir prosedüre tabidir. Mirasçılar, miras bırakanın son yerleşim yeri sulh hâkimine sözlü veya yazılı başvuruda bulunarak resmî defterin tutulmasını talep edebilir. Başvurunun ardından sulh hâkimi, terekedeki alacaklı ve borçluları ilan yoluyla çağırır. İlan iki defa yapılır ve ilanlar arasında en az bir ay bulunur. Ayrıca, ikinci ilandan sonra alacak ve borç bildirme süresi de en az bir ay olmalıdır.

Defter, hâkim gözetiminde görevli kâtip tarafından düzenlenir. Bu deftere miras bırakanın taşınır ve taşınmaz malları, alacak ve borçları, üçüncü kişilerin elinde olup da istihkak iddiasına konu edilen malları ayrıntılı şekilde kaydedilir. Taşınır mallar sıra numarası altında cins, tür, adet, değer ve bulundukları yer belirtilerek; taşınmaz mallar ise tapu kayıtları ve üzerlerindeki sınırlı aynî haklarla birlikte yazılır.

Defter tutulması sırasında terekenin zarar görmemesi için bazı zorunlu yönetim işlemleri yapılabilir. Örneğin, acele tamiratların yapılması, olgunlaşmış mahsullerin toplanması ya da muhafazası halinde değer kaybına uğrayacak malların satılması sulh hâkimi denetiminde gerçekleştirilebilir.

İlanda belirtilen alacak ve borç bildirme süresi dolduğunda resmî defterin tutulması sona erer. Defterin her sayfası mühürlenerek hâkim ve kâtip tarafından imzalanır, ardından en az bir ay süreyle ilgililerin incelemesine açık tutulur.

Resmî defter, terekenin aktif ve pasifinin ayrıntılı şekilde ortaya konulmasına hizmet eden bir koruma önlemidir. Bu deftere yalnızca mevcut mal ve borçlar değil, üçüncü kişilerde bulunan ve istihkak iddiasına konu edilen mallar da kaydedilmelidir.

Defter tutma işlemi, mirasın paylaşımına ya da başka bir özel hukuk ilişkisine doğrudan esas alınmaz. Bu yüzden malların değerleri yazılmaz; yalnızca malvarlığı tespit edilir.

Sulh hâkimi, tespit edilen malların korunması için gerekli tedbirleri alır:

- Terekeye ait olduğu bildirilen mallar deftere geçirilir,

- Muhafazası mümkün olmayanlar satılarak paraya çevrilir,

- Para ve döviz bankaya yatırılır,

- Ziynet eşyaları mahkeme kasasına alınır,

- Diğer mallar güvenilir kişilere yediemin sıfatıyla teslim edilir.

Önlem gerektiren durumlar ortadan kalktığında, tereke hak sahiplerine teslim edilir. Ancak, terekeyi reddeden mirasçıya teslim kararı verilemez. Ayrıca mirasçıların tamamının onayı olmadıkça, devam eden bir istihkak davasını konusuz bırakacak veya paylaşım sonucunu doğuracak şekilde tereke mallarının bir kısmı teslim edilemez.

Terekenin tespiti davası, çekişmesiz yargı kapsamında maktu harca tabidir. 2025 yılı için gider avansıyla birlikte ortalama 2.500 TL-3.000 TL ödenir. Yargılama sırasında bilirkişi veya keşif yapılması gerekirse ayrıca birkaç bin liralık ek masraf çıkabilmektedir.

Bu masraflar başlangıçta başvuran mirasçı tarafından karşılanmakta; ancak dava sonunda tereke üzerinden mahsup edilmektedir.

0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

Avukat Melih Başyiğit | Ayrancılar Avukat, İzmir Avukat, Torbalı Avukat

Av. Melih BAŞYİĞİT

Yazar

"Ben Avukat Melih BAŞYİĞİT, 35 yaşındayım ve İzmirliyim. Doğup büyüdüğüm bu güzel şehirde adaletin sesi olmak için yıllardır büyük bir özveriyle çalışıyorum..."

Yorum Yaz

Avukat Melih Başyiğit | Ayrancılar Avukat, İzmir Avukat, Torbalı Avukat